Sevginin Getirdiği Sadakat

Eşinin son zamanlardaki şüpheli haraketlerinden sonra,takip etme zorunluluğu hissetmişti adam.Ve şüphelerindede haklı çıkmıştı.İşe giderken, geri dönüp pencereye yaklaşmış ve perdenin açık kalan kısmından,içeriyi gözetlediğinde, karısının, odalarındaki dolabın en alt rafındaki eşyaların arasından bir mektup alıp gözyaşlarıyla okuduktan sonra, öpüp koklayarak tekrar yerine koyduğunu görmüştü.Bir yolunu bulup eşine hissetirmeden de mektupları almıştı oradan…Beyninden vurulmuşa dönmüştü okuduğu satırlardan sonra.Canından çok sevdiği eşinin ihanet mektuplarıydı okudukları…

Kadın inkar etmedi bu durumu.Ve kısa bir süre sonra ayrıldılar.Karısının ömrü boyunca çocuk sahibi olamayacağını bile bile, sırf sevdiği için bu durumu bile görmezden geldiğini düşünürken-“yazık etmişim yıllarıma”diye geçiriyordu adam mahkeme salonunu terkederken.Ve birdaha hiç birbirlerini görmediler o günden sonra…

Kendisine ihanet eden kadına karşı içini nefretle doldurup,unutmak zor olmadı.Bir sene içinde çalıştığı  şirkette  tanıştığı hoş bir bayanla da hayatını birleştirme kararı aldı .Kendisine göre oldukça varlıklı bir kadındı.Sadece kendisinden sevgi beklediğini onun haricinde ölene dek yetecek ve onları bir ömür boyu iyi bir şekilde yaşatacak parası olduğunu anlattı. Bunun haricinde çok uyumlu bir kadındı.Sadece düğün ev ve benzeri gibi hassas konularda baskınlık gösterip,kendi istediğini kabul ettirmişti…Düğün çok büyük olmayan, misafirlerinin dahi sığmadığı, şehrin dışında bir salonda yapılmıştı onun istwğine göre.Yeni alacakları evi ise şehrin az kenarına düşen mezarlığın karşısında seçmişti.Adam zaten böyle konulara pek takılmadığı için hoşgörüyle davrandı eşine ve tüm şartlarını kabul etti…

Evlendikten bir yıl sonra bir çocukları oldu.Bir kaç yıl sonrada ikinci çocukları dünyaya geldi..Çocukları biraz büyüdüğünde yeni eşi,her cuma günü evlerinin karşısındaki mezarlığa ailecek gitmelerini istemişti eşinden.Çocukken ölen abisinin o mezarlıkta yattığını söyleyince adam saygı duyup, anlaştıkları gibi haftanın her cuma günü ailecek o mezarlığa gitmiş ve hep birlikte eşinin rahmetli ağabeyi için dua etmişlerdi….

Çok mutlu da bir ömür sürmüşlerdi birlikte.Fakat yaşları yetmişi bulduğunda,birdenbire derin bir hastalığa yakalanmıştı  eşi ve tüm müdahalelere rağmen hastalığını atlatamamıştı.Hastahane odasındaki son dakikalarında,adama üzülmemesini söyleyip, o öldükten sonra,odasındaki kilitli sandığı açıp içindekini görmesini istemiş ve bunları söylerken eline bir anahtar tutuşturmuştu…

Bir ömür aynı yastığa başkoymuşluğun hüznüyle biten defin işlemlerinden sonra eşinin son isteğini yapmak için odasına gelmiş,ve yakın gözlüklerini yakıp kilitli sandığı açtığında bir mektup olduğunu görmüştü adam.İlk satırlara başladığında ise ise ilk eşi Meryem’den olduğunu anladığında şaşkınlığı birkat daha artmıştı.

Okumaya devam ettiği satırlarda ise şöyle yazıyordu;”-Ömrümü ömrüne feda edeceğim biricik eşim.Öncelikle bu mektubu okuyorsan çok mutlu bir ömür geçirmişsin demektir.Bilmeni isterimki ben seni asla aldatmadım.Çaresiz bir hastalığın pençesine düştüğümü öğrendiğimde seni üzmek istemediğim için yaptım herşeyi.Dolapta bulduğun ihanet mektuplarının hepsini ben yazdım.Seni aldattığımı sanıp benden boşanmanı sağlamak için. Sonra sana hiç anlatmadığım ve insanlığına çok güvendiğim bir arkadaşımla tanışmanı sağladım. Bir tek ona emanet edebilirdim seni çünkü. Babamdan kalan malı mülkü satıp, hepsini arkadaşıma verdim ki maddi yönden de bir zorluk yaşamanızı istemedim hayatınız boyunca. Düğününüzü çok büyük olmayan o salonda yapmanı istedi senden çünkü ben, düğün salonunun karşısındaki hastahanedeki odamda son saatlerimi geçirirken senin mutluluğunu görmek istedim. Ve düğün boyunca senin mutluluğunu izledim o pencereden.. Sonra senden mezarlığın karşısında bir ev almanızı istedi. Sonrada her cuma günü erkek kardeşini ziyaret için mezarına gitmeni istedi sevgili eşin… O mezarda yatan benim. Haftada bir gün olsa da yanımda olmanı istedim bir tanem. Ve her gün sen evden çıkarken sana “günaydın” diyebilmek için mezarım evinin karşısında olsun istedim …”Mektup bittiğinde adam derin hıçkırıklara boğulmuştu. Bir insanın bu kadar sevilebileceğine inandırmaya çalışırken kendini öpüp kokluyordu mektubu, odasının camından  o mezara bakarken….

Yazılar sosyal medyadan alıntıdır. Okumayı seven birisi olarak bilgi verici ibretlik hikayeleri derlemeye çalıştım. Gönlü güzel ufku geniş insanlara sonsuz sevgilerimle….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir